×

Yeni Hükümet Sistemi: Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi Ve İhraçlar

Yayınlanma Tarihi: 07-02-2021      Yazar: Ali Alper Tüfekçi

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 1924, 1961 ve 1982 anayasaları olmak üzere 3 farklı anayasa deneyimlemiştir.

1924 Anayasası’nda hükümet sistemi Meclis Hükümeti olarak belirlenmiş ve anayasanın 5. maddesinde “Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisinde belirir ve onda toplanır”, 7. maddesinde ise “Meclis, yürütme yetkisini kendi seçtiği Cumhurbaşkanı ve onun tayin edeceği Bakanlar Kurulu eliyle kullanır” şeklinde düzenlenmekteydi. 1961 Anayasası’nda ise 6. maddede “Yürütme görevi, kanunlar çerçevesinde, Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu tarafından yerine getirilir” denilerek Meclis Hükümeti Sistemi’nden vazgeçilip Parlementer Sistem’e geçildi. 1982 anayasası da 61 Anayasası’ndaki hükümet sistemini devam ettirdi. Lakin 16 Nisan 2017 tarihinde yapılan halkoylaması sonucu sonrasında 24 Haziran 2018’de birlikte yapılan Genel ve Cumhurbaşkanlığı seçimi ile yeni hükümet sistemi olan “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi”ne geçiş yapıldı. Böylelikle Cumhuriyet tarihinde 3. hükümet sistemi türüne geçilmiş oldu.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde yürütme yetkisi Anayasa 8. maddesinde yer alan “Yürütme yetkisi ve görevi, Cumhurbaşkanı tarafından, Anayasaya ve kanunlara uygun olarak kullanılır ve yerine getirilir.” İbaresi ile tamamen Cumhurbaşkanı’nın şahsına verilmiştir. Cumhurbaşkanı yürütme görevi nedeni ile yapılan her işten sorumlu tutulmaktadır. Yürütme yetkisi Cumhurbaşkanı’na verildiği için Bakanlar Kurulu da kaldırıldığı gibi Bakanlar, Meclise karşı değil direk olarak Cumhurbaşkanı’na karşı sorumlu oldu.

Anayasa’da Cumhurbaşkanı’nın görev ve yetkilerinin sayıldığı 104. maddede yer alan “Cumhurbaşkanı, yürütme yetkisine ilişkin konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarabilir.” ibaresi ile Cumhurbaşkanı’na Kararname çıkarma yetkisi verilmiştir. Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ‘normlar hiyerarşisi’nde ilgili Anayasa değişikliği ile kaldırılan KHK’lerin aksine kanun hükmünde değil, kanunun altında yer almaktadır. “Anayasada münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Kanunda açıkça düzenlenen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamaz. Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile kanunlarda farklı hükümler bulunması halinde, kanun hükümleri uygulanır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin aynı konuda kanun çıkarması durumunda, Cumhurbaşkanlığı kararnamesi hükümsüz hale gelir.” (md. 104) Bu maddede de görüldüğü üzere Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin kanunlar karşısında yetki alanı sınırlandırılmıştır.

Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğu Anayasa Mahkemesi tarafından denetlenir. İptal davasına konu olabilecekleri gibi itiraz yoluyla da anayasaya aykırılıkları ileri sürülebilir. İtiraz yolunda, reddedilen başvurular için on yıl içinde tekrar başvurulamama kuralı bulunmamaktadır. (İptal davası ve itiraz yolu konumuz olmadığı için açıklanmamıştır.) Burada da Anayasa değişikliği öncesinde var olan KHK’lerin Anayasa’ya aykırı olsalar bile yargı yoluna gidilemeyeceği kuralının Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri için geçerli olmadığı görülmektedir.

Anayasadan çıkardığımız kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamesi çıkarılamayacağı, ancak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile düzenleneceği belirtilen konularda dahi Meclisin kanun yapabileceği sonucu, mevcut siyasi konjonktürde olmasa ileride Mecliste çoğunluk olmayan bir partide seçilen Cumhurbaşkanı olduğu zaman, bu durum problemlere gebedir. Her ne kadar Cumhurbaşkanı zorlaştırıcı veto yetkisinden Meclisten tekrar geçtiğinde kanunu onaylamak durumunda kaldığında Anayasa Mahkemesi’ne götürmek hakkına sahip olsa bile.

Sonuç olarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi çıkarma yetkisi, yürütme erkine yönelik düzenlemelerin yapılması amacı ile Cumhurbaşkanı’nın şahsına verilen bir yetkidir. Sisteme yeni geçildiğinde bazı aksaklıklar ve anlaşmazlıklar olsa bile ileri dönemlerde sistemin oturması ile bu problemlerin zamanla azalacağı düşünülmektedir. Göz ardı edilmemesi gereken bir husus ise Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile FETÖ’ye bağlı-veya şüpheli- olduğu tespit edilen kişilerin ihraç edilmesi ve bu sürecin hızlı işlemesidir. Binlerce kişinin mesleklerin ihracı her ne kadar- özellikle askeri alanda- boşluğa sebebiyet vermiş olsa da gerekli olduğu kanaatindeyim. Yeni sistem referandum aşamasında çok büyük tartışmalara sebebiyet vermişti. Hepimizin aklında soru işaretleri doğal olarak vardı. Fakat şu zamana kadar gelinen sonuçta Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerin özellikle terör ve temizleme açısından değerli olduğunu görmekteyiz.

Son Yazılar